11. gün – Beyaz soykırım devam ediyor

Pazartesi, 23 Haziran 2014 07:50 tarihinde oluşturuldu
 
 

 

Diyarbakır’da 14 gün/Amed’e dair 14 fotoğraf/ Tigranakert’e dair 14 metin

Gazeteci ve fotoğrafçı MJM Repair için iki hafta boyunca Diyarbakır'da (Kürtçe ismiyle Amed ve Ermenice Tigranakert'te) röportajlar yaptı. 1915 Soykırımından önce şehirde nüfusu binlerle ölçülen Ermenilerin geçmişi, bugünü ve geleceğine dair fotograflar çekti. MJM hikayeleri Ermenilerle kesişen mekanlar ve insanlarla karşılaşmalarını röportajları boyunca okuyucuyla paylaşıyor.

Bu foto-röportaj Mayıs 2013'te yapılmıştır. Yazıda yer verilen bazı hususlarda o tarihten sonra değişiklikler olmuştur.

11. gün – Beyaz soykırım devam ediyor

Surp Giragos’un dışında Diyarbakır’da ayakta kalan iki kilise daha var. Devlet kendisine ait bu kiliseleri çocuklar için çıraklık merkezlerine dönüştürmüş ve Ermeni kimliğinden tamamen soyutlamış. Şehrin turizm enformasyon bürosunun dağıttığı Suriçi haritasında sadece “church” (kilise) olarak geçiyorlar, isimlerine yer verilmemiş. “Biz Ermeni kiliselerini halı müzesine dönüştüren devletin aksine Surp Giragos’u restore ettik” demişti görüşmemiz sırasında Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş.

Protestan Ermeni kilisesinin tabelasında binanın özelliklerinin kesinlikle bir Ermeni kilisesi olmadığını gösterdiği yazılı (öyle ise bunu belirtmek niye ?). İçeride mekânın bir dikiş atölyesine dönüştürüldüğünü ve genç kızların ayda 100 lira gibi komik bir ücretle eşarp diktiklerini keşfediyoruz. Kaderlerine boyun eğmiş işçi kızlar eşarpların şehrin pazarlarında 10 kat daha pahalıya satıldığını anlatıyor. Bu durumu sanırım en iyi “sömürü” kelimesi özetliyor.

Çok yakınındaki diğer ibadet yerinde aynı dekorla karşılaşıyoruz. Ama küçük bir Surp Giragos’a benzeyen ve harikulade koro bölümü adeta balyoz indirilmiş gibi zarar görmüş bu mekânın Ermeni kimliğini saklamak daha zor. Burada “çırak” olarak çalışan çocukları bu durum rahatsız ediyor gibi görünmüyor. Derme çatma bir paravanla ayrılmış bölümlerde erkekler nakış, kızlar ise halı dokumasıyla uğraşıyor. Başlarında bir gözetmen olmadan kendi hallerine bırakılmış gençler ve çocuklar acınacak haldeki kilisenin içinde sohbet ediyor, eğleniyor ve dolaşıyorlar. Koridorda saklı bir merdiven beni ne işe yaradığını hemen anlamadığım bir odaya götürüyor. Yukarı bakınca çanı çıkarılmış bir çan kulesi görüyorum. Tam bulunduğum yerde bir halat çanı çalmaya yarıyor olmalıydı. Ama Surp Giragos’un aksine burada ne halat, ne de çan var. Bir gün, belki…

 

Çeşitli gazete ve dergilerde çalışan MJM Yerkir Europe Sivil toplum kuruluşu için Ermenistan ve Türkiye'de foto-röportajlar gerçekleştirdi. Çalışmalarından örnekler www.mjm-wordsandpics.com sitesinde görülebilir.