Türkiye, Ermenistan ve diasporadan görüşler
Tüm yazılar Türkçe, Ermenice, İngilizce ve Fransızca dillerinde
Diyarbakır’da 14 gün/Amed’e dair 14 fotoğraf/ Tigranakert’e dair 14 metin
Gazeteci ve fotoğrafçı MJM Repair için iki hafta boyunca Diyarbakır'da (Kürtçe ismiyle Amed ve Ermenice Tigranakert'te) röportajlar yaptı. 1915 Soykırımından önce şehirde nüfusu binlerle ölçülen Ermenilerin geçmişi, bugünü ve geleceğine dair fotograflar çekti. MJM hikayeleri Ermenilerle kesişen mekanlar ve insanlarla karşılaşmalarını röportajları boyunca okuyucuyla paylaşıyor.
Bu foto-röportaj Mayıs 2013'te yapılmıştır. Yazıda yer verilen bazı hususlarda o tarihten sonra değişiklikler olmuştur.
9. gün – Ölüm köprüsü… ya da yolu
Bölgenin spesiyali olan ciğeri yedikten sonra Amed’de tanıştığım genç bir Kürt olan Azad özellikle sevdiği bir yere götürmek istiyor bizi : On gözlü köprüye. Burası ona PKK gerillalarına katılmak için dağa giden arkadaşlarını hatırlatıyor. İçlerinden biri çatışmalarda öldürülmüş, diğerleri ise Türk zindanlarında çile dolduruyorlar. Ama önce dayanışma derneklerine ulaştırmak için yanında taşıdığı hasta mahkûmların mektuplarını kopyalamak üzere bir fotokopici bulması gerekiyor.
Yanımıza yiyecek ve içecek aldıktan sonra meşhur köprüye geliyoruz. Hava gitgide kararıyor ve konuşmalarda Dicle’den geçmeyi sağlayan bu köprünün üzerinden Ermenilerin atıldığını duyunca ilk aklıma gelen fotoğraf makinemi çıkarıp Amed’e karanlık hakim olmadan olabildiğince fotoğraf çekmek oluyor. Düşüncelere dalıyorum ve nehre bakarken Ermenilerin iki ya da dört kişi birbirlerine bağlanıp bir köprüden ya da kayalıklardan atılmalarına dair tipik hikâyeleri hatırlıyorum. Bu masumların köprüden atılmadan önce son gördükleri manzaranın karşısındayım demek ki… Kafamda sahneyi detaylarıyla, bir film gibi canlandırıyorum. Bir tek zihnimdeki görüntülere eşlik edecek duduk sesi eksik. Şimdiden tehditkâr nehrin fotoğrafına dair yazacağım metni düşünüyorum.
Ama birkaç gün sonra Ermenice hocası Kevork’a Ermenilerin öldürüldüğü bu köprüyle ilgili detayları sorunca cevabı düşündüğüm her şeyi yerle bir ediyor. Köprüden atılan Ermeni falan yokmuş… “Köprüden geçebildiler, ama daha uzak bir yerde öldürülmek için” diye anlatıyor Kevork. Şehrin sakinleri trajediye tanık olmasınlar diye uzakta bir yerde katledilmişler.
Fotoğrafım artık bir şey ifade etmiyor ve hikâyem suya düşüyor. Kelimenin tam anlamıyla…
Çeşitli gazete ve dergilerde çalışan MJM Yerkir Europe Sivil toplum kuruluşu için Ermenistan ve Türkiye'de foto-röportajlar gerçekleştirdi. Çalışmalarından örnekler www.mjm-wordsandpics.com sitesinde görülebilir.