Ermeni-Türk platformu

Türkiye, Ermenistan ve diasporadan görüşler
Tüm yazılar Türkçe, Ermenice, İngilizce ve Fransızca dillerinde

 

Diyarbakır'da tarihi bir 24 Nisan

 
 
 

99 - Sürgün Portreleri 

Ermeni Soykırımı'ndan hayatta kalanlardan 99 kişinin fotoğrafı

 

Diyarbakır'da tarihi bir 24 Nisan  

 

 

 

Ermeni Soykırımı'nı anma günü 24 Nisan vesilesiyle Fransız Ermeni sivil toplum kuruluşu Yerkir Europe ve Marsilya merkezli ARAM Derneği Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nin işbirliği ile Diyarbakır Amed Sanat Galerisi'nde soykırımdan hayatta kalanlardan 99 kişinin fotoğrafının yer aldığı bir serginin açılışını gerçekleştirdiler.

Dünyanın çok sayıda ülkesinde 24 Nisan anmaları düzenlenirken "99 - Sürgün Portreleri - Ermeni Soykırımı'ndan hayatta kalanlardan 99 kişinin fotoğrafı" sergisiyle soykırımdan kurtulan 99 Ermeni sembolik olarak atalarının topraklarına, Batı Ermenistan'a dönmüş oldular. 20. yüzyılın başında binlerce Ermeni'nin memleketi olan bu bölgede bu konuda düzenlenen ilk sergiydi bu.

  


1915'in suç mahali

Yaklaşık 40 gazetecinin izlediği ve sergiden iki gün önce düzenlenen basın toplantısında Yerkir Europe temsilcisi Armen Ghazarian etkinliğin önemini "Ermeni Soykırımı'nı anma günü 24 Nisan'da bu sergiyi Diyarbakır'da düzenlenmenin çifte bir anlamı var : burası Ermenilerin köklerinin bulunduğu ve 1915'in suç mahali olan topraklar" sözleriyle ifade etmişti.

Basın toplantısında Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Turizm Daire Başkanı Muharrem Cebe ise "99 yıl önce bu topraklarda büyük bir trajedi yaşandı. Kürtler de aynı kaderi paylaştı. Talan, soykırım ve büyük katliamlar yaşandı. Kurbanlar arasında Diyarbakır kökenli insanlar da vardı. Topraklarını terketmek zorunda kaldılar. Hemşehrilerimizin sembolik de olsa dedelerinin doğduğu ve yaşadığı topraklara dönmelerinden çok mutluyuz" diye konuştu.


Köklere dönüş
ARAM Derneği yöneticisi Varoujan Artin ise serginin içeriğine dair detaylar verdi : "Sergi Ermeni Soykırımı'ndan kurtulanların 1923-1926 yılları arasında Fransa'ya sığınmaları sırasında Güney Fransa Ermeni Kilisesi tarafından düzenlenen vaftiz belgelerine eşlik eden ve derneğin arşivlerinde bulunan fotoğrafların röprodüksiyonlarını içermektedir".

"ARAM Derneği tarihinde ilk defa arşivlerini Fransa'nın dışında ve özellikle Türkiye'de, Diyarbakır'da sergilemektedir. Bu aslında Batı Ermenistan'daki köklere sembolik anlamı çok güçlü fiziksel bir dönüştür. Hepinizi, tıpkı sizlerin yüzlerinin bana tanıdık geldiği gibi sizlere de çok tanıdık gelecek bu yüzleri görmeye davet ediyorum" ifadesinde bulundu.


  


Tebi Yerkir, Yeniden doğuş

Serginin açılış töreninde Armen Ghazarian "2008'den itibaren Yerkir Europe Türkiye'de ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ile pek çok kültürlerarası proje yürüttü. Erivan merkezli etno-müzikolojik araştırmalar yapan grubumuz Van Project Diyarbakır'da konserler verdi ve Aram Tigran Konservatuarı'yla birlikte atölyeler düzenledi" açıklamasında bulundu. "24 Nisan'da Diyarbakır'da 1915 Soykırımı'nı anma gününde etkinlikler düzenleyebilmek memlekete dönüş için bir başlangıçtır belki de. Dünyadaki Ermenilere iletmek istediğimiz mesaj bellek ve tarihin ötesinde bugün Ermeni kimliği'nin köklerinin bulunduğu yerde yeniden doğuşunun mümkün olduğudur. Kültür, turizm ya da başka bir yolla bunu hayata geçirme imkanı var".



"Bu yarayı tedavi etmek hepimizin görevi”

Kısa süre önce seçilen Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gülten Kışanak ise serginin "büyük bir acıyı, bir trajediyi ve soykırımı" gözler önüne serdiğini ifade etti. Kışanak "En nihayetinde ortada yalın bir hakikat var. 99 yıl önce bu topraklarda bizlerle birlikte olan kardeşlerimiz Ermeni halkının bireyleri artık yoklar. Bu hakikati değiştirecek hiçbir yorum ileri sürülemez. Bu topraklarda kadim halklardan biri olan Ermeni halkı da yaşıyordu. Birlikte bu coğrafyada bir geçmişimiz vardı ve geleceğe bir yolculuk içerisindeydik. Bu sadece Ermeni halkının acısı değil, hepimizin acısıdır. Bu toprakların kanayan bir yarasıdır. Bu acıyı azaltmak, bu yarayı tedavi etmek hepimizin görevi ve sorumluluğudur" açıklamasında bulundu. Kışanak geçmişle yüzleşmek için tarihi, siyasi ve hukuki bir süreç gerektiğini ifade ederek ekledi : "Sergiyi izlemeye gelen her bir insanın yüreğinin titreyeceğine inanıyorum. Sergiden çıktığında yaşayacağı empati ile acıların azaltılması için ben ne yapmalıyım diye kendisine sorarak buradan ayrılacak. Toplumsal yüzleşme sürecinde hepimizin en çok ihtiyacı olan şey empati yapmaktır".


Vicdanları uyandırmak ve dilleri çözmek

Varoujan Artin de sergiye gösterilen ilgiye ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nin katkılarına değindi : "99" sergisinin vicdanları uyandırdığını, dillerin çözülmesine yardımcı olduğunu ve zihinleri özgürleştirdiğini söyleyebiliriz. Diyarbakır'daki durum bu bölgeye özgü ve şu anda milliyetçiliğin hakim olduğu başka bölgelerde bir muadili yok. Surp Giragos Ermeni Kilisesi'nin restorasyonu ve bu sergi gibi çok sayıdaki diyalog girişimiyle Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi bu anlamda bir örnek teşkil ediyor. Bu serginin Türkiye'de açılabilmesinden çok mutluyum, imkansız olduğunu düşünüyordum ama şimdi gerçekleşmiş durumda. Sergiyi başka bölgelere de taşıyabilmeyi ve aynı heyecanla karşılanabilmesini umut edelim".


"Selfie"

Serginin açılışı sırasında yüzlerce kişi aralarında Diyarbakırlıların da bulunduğu 99 Ermeni sürgünün portrelerini görme imkanı buldu. Bazı ziyaretçiler resimlerdeki kişilerle kendileri arasındaki benzerliğe şaşırarak Ermeni "ikizleri"nin fotoğraflarını çekti. Kimileri de kendilerini çok duygulandıran portreleri tek tek fotoğrafladı. Ziyaretçi defterinde sergiyi gözyaşları içinde gezen genç bir kadının  "Korkunç bir hüzün ve hiç tanımadığım bu sürgünlere karşı korkunç bir merhamet hissi uyanıyor içimde. Gidenler için çok zordu, biz kalanlar için de. Şimdi bu koparılmışlığı paylaşıyor olmak apayrı bir hüzün" cümleleri okunabiliyordu.

"Memleketim Bismil'de bir zamanlar çok Ermeni vardı. Şimdi yoklar. Neredeler ? Buharlaştılar mı ? Bizimkiler çok korkunç şeyler yaptılar, çok". Fotoğraflar sergiyi görmeye gelen taksi şöförü Ahmet'i çok duygulandırmış. Soykırımdan hayatta kalanların fotoğraflarından bu kadar etkilenmesinin sebebi ailesinin bölgede çok sayıdaki Müslümanlaşmış Ermenilerden olması olabilir mi ?  Ahmet "Hayır" diyor ve başka bir şey söylemek istemiyor.


Ziyaretçiler bu çok canlı ve bildik gelen portrelerden etkileniyorlar. Yaşadıkları zorlukların yansıdığı yüzler, acının çok net okunduğu bu gözler Kürtler için çok tanıdık. Fotoğraflarda bulunan kişilerle sadece fiziksel bir benzerliği değil aynı zamanda ortak bir kaderi paylaşıyorlar. "Ermenileri koruyamadığımız için Dersim'de katledilme sırası bize geldi" diyor bir ziyaretçi. Bir genç kız serginin katalogunu istiyor ve kalmadığını öğrenince üzülüyor. Sergideki yüzleri evine bir "hatıra" olarak götürmek ve galeriye gelemeyen büyüklerine göstermek istiyor belki de. Kimileri sergide neden çok sayıda Harputlu Ermeni'nin fotoğrafının bulunduğunu soruyor. 1915 öncesinde Ermenilerin bu tarihi şehirde yoğun olarak yaşadıklarını bilmeden.

Kalabalıktan uzakta Varoujan Artin iki gazeteciye Der Zor çöllerinden kurtulan dedesinin portresinin önünde demeç veriyor. Varoujan'ın dedesinin tüm yakınları öldüğü halde kendisinin hayatta kalmasına dayanamadığını anlattığı anda röportaja gözyaşları karışıyor.


 

Gözyaşları, üzüntü ifadeleri ve özürler sergiyi düzenleyenelere Diyarbakır'da kaldıkları süre boyunca gittikleri her yerde eşlik ediyor. 23 Nisan akşamı ise Yerkir Europe'un girişimiyle Surp Giragos Kilisesi'nde ilk defa soykırım kurbanlarını anmak için dua ediliyor. Kısa süre önce restore edilen -ve yok olduğu sanılan şehrin Ermeni toplumuna yeniden hayat veren- bu kilisede on beş kişi o akşam soykırım kurbanlarını düşünceleri ve dualarıyla anıyor.